
Bölüm Hakkında
Radyoloji

RADYOLOJİ (TIBBİ GÖRÜNTÜLEME)
Etkin tedavinin doğru tanıyla başladığı düşünüldüğünde Radyoloji bölümleri hastanelerde kuşkusuz hayati bir rol üstlenmektedir. Radyoloji uzmanı hekimler, radyoloji teknikerleri ve tıbbi sekreterlerden oluşan geniş bir radyoloji ekibi kadrosuyla kliniğimizde tüm radyolojik işlemler 7 gün 24 saat yapılmaktadır.
Günümüzde X ışınlarını kullanarak görüntü elde eden röntgen cihazları, bilgisayarlı tomografi (BT), mamografi, floroskopi, ses dalgaları ile çalışan ultrasonografi (US) ve büyük bir mıknatıs olan ve radyo dalgaları ile çalışan manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve anjiyografi cihazları hastalıkların tanısında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Hastanemizde kullanılan cihazlarımız:
-
1,5 Testa Manyetik Rezonans cihazı
-
Uttrasonografi (US)
-
Renkli Doopter Ultrasonografi
-
Digital Röngen (DR) cihazı
-
Mobil Digital Röntgen cihazı (portable)
-
Dijital Mamografi
-
Çok Kesitti Bilgisayarlı Tomografi (2x64 dedektörtü)
-
Kemik Dansitometri (Kemik Yoğunluğu Ölçümü) cihazı mevcuttur.
Direkt radyolojik incelemeler, Radyoloji Bölümü'nde özelliklerine göre dijital röntgen sistemleriyle yapılıyor. Bu incelemeler gerekli durumlarda portable yani hastanın bulunduğu yere taşınabilen radyografi cihazIarlyla, ameliyathanede ise C-kollu skopi cihazıyla da yapılabiliyor.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)
Manyetik rezonans görüntüleme cihazı organların, yumuşak dokuların, kemiklerin ve diğer tüm iç yapıların görüntülerini oluşturmak için güçlü bir manyetik alan ve radyo dalgalan kullanır. Radyasyon içermemekte olup hastaya herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Bölümümüzde 1.5-Tesla Siemens altea MR cihazı bulunmaktadır. Bu cihaz ile 7 gün 24 saat aralıksız çekim yapılabilmektedir.
MRG tetkik süresi inceleme yapılan bölgeye, bölge sayısına, konulan ön tanıya göre değişiklik gösterip 5 dk. ile 45 dk, arasında değişmektedir. Ayrıca gerek görülen bazı durumlarda görüntü kalitesini iyileştirmek ve tanının güvenilirliğini artırmak için inceleme esnasında toplar damardan kontrast madde verilerek kontrastlı çekim yapılabilmektedir.
MRG yumuşak doku çözünürlülüğü en yüksek görüntüleme yöntemi olması nedeniyle özellikle yumuşak dokuların görüntülemesinde kullanılır. Sporcu yaralanmalarında, kas iskelet sistemi, özellikle menisküs, bel fıtığı gibi rahatsızlıkların tespitinde ve her türlü nörolojik hastalıkların değerlendirilmesinde sıkça kullanılmaktadır. Rutinde sıklıkla kullanılan beyin, boyun, omurga, toraks, batın, kas-iskelet gibi MRG tekiklerinin yanı sıra prostat MRG, difüzyon MRG, gibi ileri MR görüntüleme tetkikleri yapılabilmektedir. MR anjiyografi ile gerek kontrastlı, gerekse kontrast kullanmadan vücut damarlarının görüntülenmesi mümkündür.
MRG'nin canlı organizma üzerinde şu ana kadar kanıtlanmış herhangi bir zararı yoktur.
Buna gebeler de dahildir. Ancak yine de organ gelişiminin gerçekleştiği gebeliğin ilk üç ayında MRG çekimi önerilmez. Mutlak tıbbi gereklilik halinde ise hasta bilgilendirilerek çekim yapılabilir. MRG için ekstra bir hazırlığa gerek yoktur. Hastanın, MRG çekimi öncesinde, tıbbi geçmişi ile ilgili bir form doldurması ve imzalaması gerekmektedir. Ayrıca MRG odasına girmeden önce manyetik alandan etkilenebilecek saat, kredi kartı, cep telefonu, anahtar, kolye, küpe vb. malzemelerin çıkartılarak soyunma odalarında bırakılması zorunludur. En küçük bir hareketin MR görüntülerinde bozulmaya yol açması nedeniyle hastanın tetkik süresi boyunca hareketsiz kalması gereklidir.
İyonizan X ışınlarının kullanılmaması, hastanın pozisyonunu değiştirmeden istenilen her düzlemde görüntü alınabilmesi, yumuşak doku ayırt etme gücünün yüksek olması, kemiğe komşu yapıların çok iyi incelenmesi (kafa tabanı, beyin sapı, omurilik, eklemler), kan akımının kontrast madde kullanılmadan görüntülenebilmesi ve kullanılan kontrast maddenin iyotlu kontrast maddelerden daha emniyetli olması MRG'nin başlıca üstün özellikleridir. En önemli dezavantajı ise güçlü manyetik alanı nedeniyle kalp pili, nörostimulatör, koklear implant, göz içindeki manyetik yabancı cisimler ve eski ferromanyetik intrakraniyal anevrizma klipslerinin varlığında incelemenin yapılamamasıdır. Vücudunda mıknatıs ya da yabancı cisim bulunan, metal protez taşıyan, kalp pili kullanan, ateşli silah yaralanması geçirmiş olan kişilerin tetkik öncesi MRG teknisyenini bu konuda bilgilendirmesi hayati önem taşır. Kapalı yer korkusu (klostrofobi) olan hastalar MRG cihazının tüneline giremezler. Kapalı yer korkusu olan hastalarda, küçük çocuk - bebeklerde ve çekim odasında hareketsiz kalamayacak hastalarda MRG uyumlu anestezi cihazları yardımıyla güvenli ve kaliteli bir çekim yapılabilmektedir.
Çok Kesitli (MDCT) Bilgisayarlı Tomografi (BT)
Bilgisayarlı tomografi X ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. BT'nin temeli röntgen cihazına dayanır. Bir vücut bölgesinin değişik açılardan çok sayıda iki boyutlu X ışını görüntüleri alınarak o bölgenin iç yapısının iki ve üç boyutlu görüntüsü elde edilir. BT tetkiki sırasında hasta BT cihazının masasında hareket etmeksizin yatar. X ışını kaynağı incelenecek hasta etrafında 360 derecelik bir dönüş hareketi gergekleştirirken X işini demetinin vücudu geçen kısmı detektörler tarafından saptanarak elde edilen veriler bir bilgisayar yardımıyla işlenir ve görüntüler oluşturulur. Oluşturulan dijital görüntüler bilgisayar ekranından izlenebilir. Ayrıca görüntüler film veya CD'ye aktarılabileceği gibi gerektiğinde tekrar bilgisayar ekranına getirmek üzere PACS'ta kalıcı olarak depolanır. Yapılacak incelemenin türüne bağlı olarak hastaya kol damarlarından kontrast madde enjekte edilebileceği gibi kontrast madde içmesi de istenebilir. Kontrast maddeler iyot içerdiği için bazı kişilerde allerjik reaksiyonlara neden olabilir. Hastanın inceleme öncesinde teknisyen yada radyoloğa bu tür maddelere karşı daha önce allerjik bir reaksiyon gösterip göstermediğini ve eğer varsa başka maddelere karşı allerjisini bildirmesi gerekir. Yöntem olarak X ışını kullanıldığından radyasyon riski mevcuttur. Ancak hasta güvenliği için multislice teknolojisinde radyasyon dozu mümkün olduğunca en aza indirgenerek görüntü elde edilmektedir. X ışınları anne karnındaki bebeğe zarar verebileceğinden hamilelik şüphesi olan hastalar inceleme hazırlığına başlamadan evvel bu konuda doktora veya teknisyene bilgi vermelidir.
Bölümümüzde 128 kesitli Simens go.top ve 2 kesitli Simens spirit marka BT cihazları bulunmaktadır. 128 kesitli BT tetkik süresini oldukça kısaltmakta ve çok daha detaylı görüntüler elde edilmesini sağlamaktadır. Toraks, batın, boyun, beyin, omurga ve ekstremite görüntülemesinin yanı sıra anjiyografik görüntülerle beyin, boyun, akciğer, kalp ve batın gibi tüm vücut damarlarının görüntülenmesi hızlı bir şekilde yapılabilmektedir. Böylece klasik anjiyografiye genellikle ihtiyaç kalmadan damarsal problemlere tanı konması mümkün olmaktadır.
Gelişen teknolojinin sunduğu çok kesitli BT cihazları ile tetkikin hızı artmış ve cihazın oluşturduğu görüntülerin kesit kalınlıklan incelmiştir. Tek bir nefes tutma süresi olan 15-20 saniyede tüm vücut bölgesi 0,5 mm'lik dilimler halinde görüntülenmekte; aralıksız alınan kesitlerin bilgisayarda işlenmesiyle farklı planlarda kesitler, 3 boyutlu anatomi ve detay ortaya konabilmektedir. Tetkik hızının artışı sayesinde batın ve akciğer gibi nefes tutma gerektiren incelemelerde nefes tutma süresi kısalmaktadır. Kolay ulaşılabilir olması ve tetkik süresinin kısalığı nedeniyle radyolojide en çok kullanılan tanı yöntemlerinden biridir.
BT Kullanım Alanları
- Acil Durumlar
Kısa sürede vücudun tüm bölgesini çok kesitli olarak görüntüleyebilmesinden dolayı özellikle travma hastalarında kırık ve organ yaralanmasında tercih edilir. Felç geçiren hastalarda tedaviye başlamadan önce beyin kanamasının var olup olmadığı BT ile ortaya konur. Hızlı gelişen solunum problemlerinde akciğer damar tıkanıklığını göstermede, ani gelişen dolaşım sistemi problemlerini ortaya koymada, apandisit gibi karın ağrılarının sebebini göstermede ve cerrahi sonrası gelişen komplikasyonların tanısında çok değerli bilgiler vermektedir.
- Kanser
Akciğer kanseri en sık görülen ve en sık ölüme yol açan kanserdir. Sigara, KOAH, mesleki solunumsal hastalıklar gibi yüksek risk grubundaki hastalarda kanserin erken tanı ve tedavisi kritik öneme sahiptir. Akciğer tomografisi tümörün varlığının ve çevre yapılar ile olan ilşikisinin ortaya konması, lenf bezi büyümesi, tümörün diğer organlara yayılımının gösterilmesinde çok etkin ve değerli bir tanı metodudur. Kalın bağırsak, mide, safra yolları, karaciğer ve pankreas kanserleri de kanserden ölüm sıklığı sıralamasında ilk sıralarda yer almaktadır. BT ile kanserin varlığı, yakın ve uzak organlara yayılımı kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Kanser yayılımı ve evresi hakkında elde edilecek bilgiler doktorları kansere yönelik uygulanacak tedavi konusunda yönlendirerek cerrahi tedavi, kemoterapi, RF ablasyon tedavisi, kemoembolizasyon, radyoterapi veya bunların belirli kombinasyonlarının kullanılıp kullanılmayacağıyla ilgili karar vermelerinde yardımcı olur. Özellikle sanal endoskopi ve sanal kolonoskopi gibi gelişen teknolojiler sayesinde yüksek riskli hastalarda tarama amaçlı ya da kolonoskopi gibi hastayı rahatsız edici işlemlerin alternatifi olarak giderek artan sıklıkla kullanılmaktadır.
KALP TOMOGRAFİSİ/KORONER BT ANJİYOGRAFİ NEDİR?
Kalp tomografisi/Koroner BT anjiyografi, özellikle koroner arterler ile ilgili olmak üzere kalbin anatomik bozukluklarının değerlendirilmesinde, kalp zarı hastalıklarında, kapak ve protez kapak hastalıkları ve pek çok kalp hastalığının tedavi planlamasında yol gösterici olarak uygulanan, kontrast madde kullanılarak çekilen tomografik bir görüntüleme metodudur.
KALP TOMOGRAFİSİ/KORONER BT ANJİYOGRAFİ FARK YARATAN ÖZELLİKLERİ/AVANTAJLARI NELERDİR?
2x64 kesit BT cihazı ile hiçbir ön hazırlık gerektirmeden, katetersiz ve yalnızca bir nefes tutulum süresinde kalp damarları görüntülenebilmektedir. Koroner BT anjiyografi klasik anjiyografiye göre daha kolay ve daha hızlı yapılabilen ve kansız ve ağrısız gerçekleştirilebildiğinden, görüntüleme alanında çığır açan yeni bir tanı yöntemdir. Hastanede yatma zorunluluğunu ortadan kaldırır. Hasta işlem sonrasında normal günlük hayatına devam eder. Bu sistem sayesinde risk faktörü taşıyan kişilerin koroner anjiyografisi rahatlıkla yapılabilmektedir. Koroner BT anjiyografi sayesinde pek çok hastanın koroner arter hastalığı erken dönemde tespit edilip tedavileri yapılmaktadır. Koroner BT anjiyografi ile başarılı bir çekim gerçekleştirildiğinde neredeyse anjiyodaki gibi üst düzeyde bilgi veren bir görüntü elde edilebilir. Hatta invaziv kateter anjiyoda hastanın sadece damarlarının içi görülürken, Koroner BT anjiyografide hastanın damar duvarı da görülebilmektedir. Böylece damarlardaki plakların yapısı analiz edilebilir. Yalnızca 5-6 dakika sürmekle beraber hastanın bilgilendirilmesi, damar yolunun açılması, gerekli ilaçların verilmesi ve işlemin yapılması gibi aşamalarla birlikte toplam 40 dakika kadar kısa bir süre almaktadır.
Koroner BT anjiyonun avantajları şöyle sıralanmaktadır:
1. Görüntü kalitesi çok yüksektir.
2. Koroner arter hastalığında yüksek çözünürlük10 görüntü verdiği için çok sık tercih edilmektedir. Komplike ve basit doğumsal kalp hastalıklarında, anatomi ve damarsal bağlantılar konusunda da ileri düzeyde bilgi vermektedir
3. Çekim için 5-7 dakika gibi kısa bir süre yeterli olduğu ve MR'daki gibi gürültü sorunu söz konusu olmadığı için hastalara rahatsızlık vermemektedir.
4. işlem sırasında ve sonrasında ağrı olmaz.
5. Stent işlemi ya da bypass ameliyatı geçirmiş kişilerde veya daha önce koroner arter hastalığı olduğu bilinmeyen hasta grubunda güvenle uygulanabilir. Koroner anatomi ve darlık düzeyleri ile ilgili detaylı bilgi alınabilmektedir.
KALP TOMOGRAFİSİ/KORONER BT ANJİYOGRAFİ SORECİ NASILDIR?
Hastaya işlemle ilgili bilgi verildikten sonra, bir onam formu doldurması istenir. Ardından hastanın yakın zamanda yaptırdığı bir kreatinin değeri ölçümü yoksa işlem günü hastadan kan alınarak kreatinin değerine bakılmaktadır. işlem esnasında kontrast madde verileceği için kreatinin değeri önemlidir.
Hastanın damar yolu açılır, tomografi cihazının içindeki sedyeye yatırılır. Gerekiyorsa damar yolundan kalp hızını ayarlamak için ilaçlar verilir. Hastaya nefes komutları anlatılır. Çünkü hasta nefesini düzgün almaz ve görüntü sabitlenemezse 'artefakt' adı verilen çekim kalitesini düşüren durumlar oluşabilir. Böyle bir durumda işlemin geçerliliği kalmaz çünkü koroner arter yapıları çok ince yapılardır ve görüntüde oluşacak bir bozukluk doktoru yanıltabilir. Bu nedenle nefes komutları için önceden pratik yapılır ve nefes tutma ile kalp hızının ne kadar düştüğüne bakılır. Bununla birlikte verilen kontrast maddeye bağlı hastanın vücudunda sıcaklık, idrar kaçırma hissi, ağzında metalik tat olabilir. işlem sırasında panik yapıp kalp hızı artmasın diye hastaya önceden bunların bilgisi de verilir. Hasta bunları önceden bilirse genelde bir sıkıntı yaşanmaz. Kalp tomografisi süreci çok kısa olduğu için klostrofobisi olan hastalar için dahi bir sorun olmamaktadır.
Tomografide önemli bir diğer konu da hastanın kalp hızıdır. işlem öncesinde kullanmakta olduğu ilaçlar sayesinde ya da o gün damardan verilen ilaçlarla kalp hızının 60 civarında olması istenmektedir. Aksi takdirde yine artefakt adı verilen görüntü kalitesini bozan durumlarla karşı karşıya kalınabilir.
Bütün bunların yanında hastanın öncesinde aldığı ilaçlar detaylı sorgulanmalıdır. Özellikle işlemden önce cinsel gücü artırıcı bazı ilaçları kullanıp kullanmadığı kesinlikle bilinmelidir. Eğer hastanın bu grup ilaçları yakın zamanda kullanma öyküsü varsa işlemin yapılıp yapılmayacağına doktorları tarafından karar verilir. Çünkü bu ilaçların ve işlem sırasında hastaya verilecek dilaltı spreyin eş zamanlı kullanılması durumunda kan basıncı ciddi anlamda düşebilmektedir. Bu da hayati risk oluşturabilir. Bu nedenle cinsel gücü artırıcı ilaç kullanan hastaların öncesinde bilgi vermesi oldukça önemlidir.
KALP TOMOGRAFİSİ HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR
KALP TOMOGRAFİSİ/KORONER BT ANJİYOGRAFİ DEZAVANTAJLARI NELERDİR?
Bu konu ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken 2 önemli nokta bulunmaktadır. Kalp tomografisi radyasyon içermektedir ve böbrek yetersizliği olan hasta grubunda kontrast madde tehlikeli olabilir.
Merkezimizde hastalarımızın vücut yüzey alanına, vücut yapısına göre ve damalarındaki kireçlenme derecelerine göre olabilecek minimum düzeyde radyasyon alınmasını sağlayacak teknikler uygulanmaktadır. Kontrast madde miktarı da hastanın özellikleri göz önünde bulundurularak minimum düzeyde tutulmaktadır.
Kalp tomografisi/Koroner BT anjiyografi hangi hastalara uygulanmamalıdır?
İşlemde kontrast madde kullanıldığından kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda mutlaka hastanın hekimi ve Nefroloji tarafından ön değerlendirme yapılarak işleme karar verilmelidir. Küçük çaplı stentleri olan hastalarda da koroner BT anjiyo optimal sonuç vermeyecektir. Radyasyon almaması tercih edilen kanser hastaları için eğer tomografi gerekiyorsa minimum radyasyon dozunu alması konusunda temkinli davranılarak çekim gerçekleştirilir. Bunun dışında işlem tüm hastalara uygulanabilir.
Kalp tomografisi/Koroner BT anjiyografi sonrası dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Böbrekleriyle alakalı sorun olan bir hastada ise işlemden önce ve sonra bir süre sıvı verilmesi gerekebilir. İşlemden sonra kalp yetersizliği tespit edilmeyen hastalardan mutlaka 2-2.5 litre su içmeleri istenir. Bu uygulama kontrast maddenin vücuttan kolaylıkla atılmasını sağlar. İşlem bittikten sonra hastaların birden ayağa kalkmaması gerekir. Once bir süre oturmaları sağlanır, nabız ve tansiyon kontrol edilir. Baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü gibi durumlarda gerekli müdahale için hasta takip altında tutulur. Ardından raporlama süreci 1-2 günü bulabilmektedir.
Kalp tomografisi sonrası hamile ya da küçük çocukların yanında durulabiliyor mu?
Kalp tomografisi Nükleer Tıp'ta yapılan işlemlerde olduğu gibi radyoaktif bir madde içermediği için işlem sonrasında herhangi bir şeye dikkat etmeye gerek yoktur.
Kalp tomografisi işleminde herhangi bir ağrı olur mu?
Hayır, hiçbir ağrı hissedilmemektedir.
Kalp tomografisinde alerji olma riski var mı?
İşlemde verilen kontrast maddeye bağlı olarak alerji gelişebileceği için hastadan uygulama öncesi alerji öyküsü detaylı olarak alınmaktadır. Alerji olması durumunda koruyucu ilaçlar verildikten sonra işlem yapılır ve hasta işlem sonrası daha uzun süre gözetim altında tutulur. Anafilaksi gibi ciddi alerjik hikayesi olan hastalarda ise Alerji Bölümü'ne konsülte edilip öncesinde alınabilecek önlemler tartışılmaktadır.
DİREKT RÖNTGEN
X ışını kullanılarak yapılan tetkiklerdir. Hastanemizde dijital röntgen cihazı ve portabl röntgen cihazı bulunmaktadır. Çekilen görüntüler dijital olup hastanemizde DICOM formatında PACS sistemi üzerinden anında görüntülenebilmektedir.
• Akciğer Grafisi ve Telekardiyografi: Akciğer, kalp ve diğer göğüs yapıları değerlendirilir.
• Vertebra Grafileri: Omurga kemik yapılarının degerlendirilmesi icin çekilir.
• Kemik ve Eklem Grafileri: Kemik kırıklan, kitle veya romatizmal hastalıklar gibi durumlarda kemikleri ve eklemleri değerlendirmek için yapılan tetkiklerdir.
• Ekstremite Grafileri: Kol ve bacak kemiklerini değerlendirmek için istenir. Hastanemizde bacak uzunluk grafisi çekilebilmektedir.
• Kafa Grafileri: Kafa ve yüz kemik kemiklerini değerlendirmek için sıklıkla travma hastalarına çekilir.
• Paranazal Sinüs Grafileri: Sinus yapılarının değerlendirilmesi ve sinuzit tanısı için uygulanan tetkikdir.
• Direkt Üriner Sistem Grafisi: Üriner sistem taşlarını değerlendirmek için kullanılır.
• Ayakta Direkt Batın Grafisi: Bağırsak tıkanması ve perforasyon tanısını koymak için ilk başvurulan tetkiktir.
Ultrason (US) ve Doppler
Bölümümüzde 2 adet toshiba aplio 400 model ultrason ve Doppler cihazı bulunmaktadır. Ultrason için X ışını değil, ses dalgaları kullanılır. Cihazın gezici kısmından (prob) insan kulağının duyamayacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları çıkar. Bu dalgalar vücudun içinde değişik yoğunluktaki ortamlardan geçerken geri yansır. Bu geri yansımalar prob dediğimiz kısım tarafından toplanır ve cihazın bilgisayarma gönderilerek görüntü haline getirilir. Ses dalgaları X ışını içermediğinden radyasyon etkisi yoktur. İnsanlar üzerinde hiçbir zararlı etkisi olmadığı içingüvenle, istenilen sıklıkta tekrarlanabilir. Uygulamanın kolay ve zararsız olması nedeni ile iç organların
görüntülenmesinde ve hastalıkların tanınmasında sık olarak uygulanmaktadır. Ultrason cihazı ses dalgalarını geçirip iyi iletmediği için hava veya gaz ihtiva eden organları ve kemik yapıları görüntüleyemez. Ultrason en sık batında karaciğer, dalak, safra kesesi, safra yolları, pankreas, böbrek, mesane, uterus, yumurtalıklar ve prostat incelemesi için kullanılır. Özellikle karın ağrısı sebebiyle, safra kesesi ve safra yolları ile genitoüriner hastalıkların değerlendirilmesinde ilk görüntüleme yöntemi olarak kullanılmaktadır.
İkinci en sık kullanım alanı gebelik ve jinekolojik hastalıklardır. Ultrason gebelikte bebeğin gelişiminin normal olup olmadığını anlamak için kullanılan en iyi yöntemdir. Ultrasonun bebek üzerinde şimdiye kadar kanıtlanmış bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bu nedenle gebelikte ultrasonografi güvenle kullanılabilir. Gebelikte ultrasonun en önemli dezavantajı bebek anormalliklerin tamamını gösterememesidir. Bunun dışında, boyun, tiroid bezi, tükürük bezleri, meme, kaslar ve eklemler, penis ve testisler ve yüzeyel yumuşak dokuların değerlendirilmesinde güvenilir bir tanı yöntemidir.
Renkli Doppler ultrason klasik ultrason ile Doppler sisteminin birlikte bulunduğu ultrason cihazIarıdır. Renkli Doppler US kan akımmı renk ile kodlayarak, damarlar içindeki kan akımının varlığını, akımın yönünü ve hızını gösteren yeni bir US tekniğidir.
Atardamar ve toplardamar hastalıklarının teşhisinde ve vücut içinde tespit edilen kitlelerin damarlanmasının değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Özellikle damar tıkanıklığı ve vans gibi damar hastalıkların tanınmasında kullanımı kolay ve iyi yapıldığı takdirde güvenilir bir tanı yöntemidir.
Mamografi
Mamografi bir tür röntgen filmi olup, meme kanseri taranmasında kullanılan en etkin görüntüleme yöntemidir. Bölümümüzde Simens mammomat fusion dijital mamografi cihazı bulunmaktadır. Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser türü olup erken teşhis çok önemlidir. Memede, muayene ile saptanamayacak kadar küçük kanserlerin tespit edilmesi amacıyla yapılan mamografiti tetkiki ile meme kanserinin erken teşhisi mümkündür.
Amerikan Kanser Enstitüsü, Minya Sağlık Örgütü ve Türk Radyoloji Derneği 40 yaş üzerindeki kadınların, her yıl mamografi gektirmesini önermektedir. 40 yaşından önce rutin mamografi çekimi ise yüksek riskli hastalar dışında önerilmemektedir.
Çekim sırasında memelerin cihaz üzerinde bulunan iki plaka arasında sıkıştırılması gerekmektedir. Bu sayede meme dokusunun üst üste gelmesi önlenerek, kitlelerin ortaya çıkması sağlanır. Bu sıkıştırma görüntü kalitesini arttırırken inceleme sırasında maruz kalınacak ışın dozunu da azaltır. Bu nedenle mamografinin memelerdeki şişliğin ve hassasiyetin en az olduğu dönem olan adetin 7. ile 14. günleri arasında çekilmesi önerilmektedir. Ter, parfüm, deodorant, pudra vb. kalıntılar yanıltıcı sonuç verebileceğinden mamografi çektirmeden önce duş alınması ve bu tür maddelerin kullanılmaması önerilmektedir
Kemik Mineral Yoğunluğu Testi (Kemik Dansitometresi = DXA)
Bölümümüzde GE prodigy marka ve model kemik mineral dansitometre cihazı bulunmaktadır. Kemik yapısının önemli kısmını kalsiyum ve fosfor gibi mineraller oluşturur. Kemik dansitometri tarama, kemik mineral yoğunluğunu ölçmek ve kemik mineral yoğunluğu kaybını değerlendirmek amacıyla yapılan bir testtir. Kemik yoğunluğu (dansitesi) ölçüm yöntemlerindeki amaç, kemiğin bu mineral kısmının, miktarsal oranını belirlemektir. Kemikteki minerallerin kaybı ne kadar fazla ise, yoğunluk o kadar düşük ölçülür, bu durumda kemik mineral yoğunluğu azalmış yani kemikerimesi (osteoporoz) meydana gelmiş şeklinde yorum yapılır. Bu test, kemiklerde kalsiyum kaybı sonucu gelişen osteoporoz tanısı için kullanılır. Bu işlem sırasında çok az miktarda radyasyon kullanılır. Kullanılan radyasyon miktarı bir akciğer filminin onda biri gibi aşırı derecede küçüktür.
PACS (Görüntü Arşivleme ve İletişim Sistemi)
MRG, BT, röntgen, mamografi, floroskopi, anjiyografi gibi cihazlarda çekilen hasta görüntülerinin kalıcı olarak saklanması, istenildiğinde geri çağrılması, istenilen bilgisayar ve alanlarda dağıtımı ve sunumu için kullanılan yazılım ya da ağlara PACS adı verilir.
Medikal görüntülerin saklanması için en çok kullanılan format DICOM (Digital Imagingand Communications in Medicine) formatıdır. PACS sistemlerinin iki temel kullanım alanı vardır. Bunlardan birincisi röntgen filmi basımını ve ciddi depolama alanı gerektiren film arşivlerini ortadan kaldırmaktır. Aynı sağlık merkezinde çekilen görüntülere anında erişim sağlanabiliyor olması PACS'ın film arşivlerine olan bir diğer üstünlüğüdür. İkincisi ise görüntülere uzaktan erişimin sağlanmasıdır. PACS sağlık merkezi dışından görüntülere erişebilmeyi ve raporlayabilmeyi mümkün hale getirmiştir.
Teleradyoloji sistemleri sayesinde dünyanın diğer ucundan görüntülere ve bilgiye ulaşmak mümkün hale gelmektedir. Hastanemizde son sistem PACS mevcut olup görüntüleriniz güvenle saklanmakta ve depolanmaktadır.
Bu Alanda Hizmet Veren
Kadromuz
